Antalya, 23 Ekim 2023 tarihinde yaşanan 45 dakikalık dolu felaketiyle sarsıldı. Birçok kişinin hayatını olumsuz yönde etkileyen bu olağanüstü hava durumu, şehrin birçok noktasında maddi hasara yol açtı. Yüksek oranda yağışla birleşen dolu, tarım arazilerinden araçların camlarına kadar geniş bir yelpazede büyük hasarlar bıraktı. Yerel halk, meydana gelen durumu gözyaşları içinde anlattı ve yaşadıkları zorlu süreçleri paylaştı. İşte Antalya’da yaşanan bu felaketin detayları.
Antalya’da meydana gelen dolu fırtınası, akşam saatlerine doğru başladı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, ilçelerde gerçekleşecek olan yoğun yağışların ve olası dolu riski konusunda önceden uyarıda bulunmuştu. Ancak, bu uyarılara rağmen yaklaşan felakete hazırlıksız yakalanan birçok vatandaş, dolunun hızla ve yoğun bir şekilde düşmesiyle panik yaşadı. Ana cadde ve sokaklar adeta beyaza büründü. Yağan dolu, bazı bölgelerde 10 santimetreye kadar ulaştı.
Bölgedeki birçok çiftçi, dolunun tarım arazilerini tahrip etmesiyle büyük kayıplar yaşadı. Üreticiler, bu yıl yetiştirdikleri sebze ve meyvelerin neredeyse tamamının yok olduğunu belirtti. Tarlalarındaki ürünlerin hepsinin yerle bir olduğunu gören çiftçiler, gözyaşları içinde yaşadıkları durumu anlattı. "Son dört yıldır çok emek harcadık ama bu yıl hepsi gitti,” diyen bir çiftçi, yaşadığı çaresızlığı vurguladı. Öte yandan, dolu nedeniyle birçok araçta da maddi hasar meydana geldi. Aksu ve Kepez gibi ilçelerde, camlar kırıldı ve gövde hasarlarıyla birlikte onarılamayacak durumda olan araçlar ortaya çıktı.
Ayrıca, dolu nedeniyle yaşanan güçlükler sadece tarım ve araç sektörleriyle sınırlı kalmadı. İstanbul ve diğer büyük şehirlerden tatil için gelen turistler de dolu yağışı sırasında zor anlar yaşadı. Hemen otellerine dönmek isteyen tatilciler, yoğun dolu nedeniyle dışarıda kalmaktan korktu. Tur şirketleri, gelen telefonları karşılamakta zorlandıklarını belirtirken, turizm sektörü temsilcileri, yaşanan durumu bir felaket olarak değerlendirdi. “Bu tür olaylar, hem müşterilerimizi hem de bizleri zor durumda bırakıyor. Umarız böyle felaketler bir daha yaşanmaz,” dedi.
Olay sonrasında Antalya Büyükşehir Belediyesi, mağdur olan vatandaşların yaralarını sarmak için harekete geçti. İlgili kurumlar, bölgedeki hasarın en kısa sürede tespit edilmesi ve gerekli desteklerin sağlanması için çalışmalarına devam ediliyor. Ayrıca, alanında uzman meteorologlar, dolunun Antalya ve çevresindeki etkisini daha iyi anlamak için yeni analizler yapıyor.
Bu beklenmedik doğa olayı, Antalya’da iklim değişikliği ve hava durumu ile ilgili endişeleri de artırdı. Uzmanlar, bu tür aşırı hava olaylarının artabileceğine dikkat çekerek, tarım ve tarım altyapılarının bu değişimlere karşı daha dirençli hale getirilmesi gerektiğini vurguladı. Yaşananlar, sadece bir felaket değil; aynı zamanda iklim krizinin etkilerini de gözler önüne serdi.
Antalya halkı, çare arayışına girmişken, bölgedeki sivil toplum kuruluşları da harekete geçerek yardım kampanyaları başlattı. “Birlikte güçlüyüz!” sloganıyla yola çıkan bu gruplar, ihtiyaç sahiplerine destek olmak adına çeşitli yardımlarda bulunuyor. Buradan çıkan ortak mesaj, zor zamanlarda birlikte olmanın ve dayanışmanın ne kadar önemli olduğuydu.
Sonuç olarak, Antalya’daki dolu felaketi, sadece bir hava olayı değil, sosyal bir travmanın da habercisi oldu. Vatandaşlar, sadece maddi kayıplar değil, psikolojik olarak da etkilendiler. Gelecekteki felaketlere karşı şehrin nasıl hazırlanması gerektiği, yerel yönetimlerin ve insan kaynaklarının en öncelikli konusu haline geldi. Bu olay, Antalya’nın tarihine bir kara leke olarak geçerken, aynı zamanda iklim değişikliğinin gerçekliğini de ortaya koymuş oldu.